Joomla Kadıköy Buluşması

Bahardan kalma bir gün diyebileceğimiz, ışıl ışıl bir 1Mart günü gerçekleştirmiş olduğumuz joomla kadıköy buluşması, yorgunluklara değecek güzellikte ve gayet samimi bir havada gerçekleştirildi. Katılımın gayet güzel olduğu buluşmada bir kaç eksik olsa da arada gelen beklenmedik misafirlerimizle 19 kişi bir araya gelerek güzel bir gün geçirdik. İlk defa bu tip bir tanışma ve kaynaşma toplantısının gerçekleştirildiği, bir nevi büyük Joomla Günleri öncesinde ısınma hareketleri diye tanımlayabileceğimiz toplantımız ilk önce herkesin tek tek kendisini tanıtmasıyla başladı.

Sanal ortamın gerçeğe taşınmasının verdiği bir heyecan ve tedirginliğin yerini ilk 10 dakikada gülen yüzler ve samimi muhabbetler aldı. Zaten joomlanın felsefesindeki en önemli sonuç olan, arkadaşlık, paylaşım, güven ve bir şeylerin ucundan tutup varolana bir şeyler katma arzusu tüm katılımcıların yüzlerinden okunuyordu. Bizlerde bu tip gönüllü organizasyonların amacına ulaşması ve herkesin istisnasız olarak bu tür küçük etkinliklerin tekrardan yapılması taleplerini gördükçe üzerimizdeki tüm yorgunluğu atıyor ve bir yenisi için daha da ümitli hale geliyoruz.

Bu tip buluşmalar bizler için başka anlamlarda öğretici oluyor, örneğin br arkadaşımızla yaptığım sohbette kendisine neden gerçek ismini kullanıcı adı olarak forumlarda belirlemediğini ve yine forumlarda kullandığı üye resminin gerçek resimden oluşmadığını konuştuğumuzda arkadaşımızın bana dediği “Ne bileyim, ben hep böyle kalacağımızı, yani hep monitör gerisinde olacağımızı sanıyordum” sözü ilgi çekiciydi. Aslında bugünkü sorunlarımızın başında gelen en önemli sebeplerden birinin açıklamasıydı bu ve ben çoğu zaman bu konuyu toplantılarda da dile getirdim.

Sadece internet ortamından tanıdığınız bir çevre içindeyseniz, siz bu çevre içinde ne samimiyetinizi, ne kişiliğinizi ne de sosyal olarak hiç bir şeyinizi aslında ortaya koyamıyor, ne siz karşınızdaki kişinin gerçekliğine ne de karşınızdaki kişi sizin gerçekliğinize vakıf olamadığından samimiyet, dostluk ve arkadaşlık gibi duygular eksik kalıyor ve adeta içi boş kavramlar haline geliyor. Hatta bazıları için bu durum cüretkar olmaya kadar giderek, insanlara haksız yakıştırmalar, rencide edecek sözler ve davranışlar şeklinde tezahür ediyor. “Bu arkadaşımız için söylemiyorum, “Nasılsa ben sanal ortamdayım kimse beni tanımaz, kimse de gerçek beni bilmez, ben buradan aslan, kaplan olayım” diye düşünerek aslında bir bakıma gerçek kişiliğinin dışında, cehaletini de rahat gizleyebildiği bu sebeple de kendine joomla ismiyle bir yer edinmeye çalışan insanların bir gün olurda tüm joomlacıların karşısına çıkacağı, onları tanıyıp, onlarında kendisinitanıyacağı bir platformu gerektirdiğinde işin iç yüzü anlaşılır.

Zaten internetten atıp tutan, zaten joomla cahili olan, zaten sosyal muhabbetleri sadece sahip oldukları iki parça dünya malı (mal, araba, para) olan arkadaşların, bu tip toplantılar düzenlemeleri yada bu tip toplantılara katılmasını beklemek hayal olur. O sebeple bugünlerine herkesin iyi bakmasını, her zaman monitör gerisinde kalmayıp bir gün joomla adına konuşuyorsak yine joomla için bir gün insanların yüzüne bir şekilde bakmak zorunda kalacağını unutmadan davranışlarını ayarlaması bu gibi arkadaşların faydasına olacaktır.

Bizler, her birimiz, insanlardan birşey beklemeksizin, onları nasıl bir araya getirir, nasıl bir arada tutar, sonra da nasıl bu durumu Joomla Türkiye adına bir gelişim vesilesi kılarız amacındayız. Bu amacımızı, bu tip toplantılara gelerek iliklerine kadar hisseden tüm katılımcılar bu nedenle mutlu ve bu nedenle samimi. Yani arananı buluyorlar, bazıları olumsuz bir düşünceye sahipse bu vesile ile bu düşüncesinin ne kadar da kendi kuruntusu olduğunu görüyor ve sonra bizlerle ve herkesle kaynaşıyor.

Buradan, bu tip toplantılara, seminer ve söyleşlere gelmeyen, gelemeyen joomlacılara sesleniyorum; Gelmediğiniz yada gelemediğiniz halde bizlerin bulunduğu ve yaşadığı o ortamları ne değerlendirme hakkınız var ne de eleştirme hakkınız var. Çünkü insan bilmediği, görmediği bir ortamı değerlendiremez ve bu sebeple de eleştiremez. Eğer yine de eleştirir veya kendine göre değerlendirirse hata yapma payı isabet etme payından kat kat fazla olur. Bu sebeple de bu davranışını sürdürdükçe ancak ve ancak, ya yalancı, ya iftiracı, ya da en kibar haliyle yanılmış olur. (bu eleştiri ve görüşünün dozuna bağlı) Biz ve bizler gibi düşünüp olası etkinliklere katılan insanlar bu gibi etkinlikleri sadece Joomla Felsefesi açısından gerekli olduğu için yapan bir avuç gönüllüyüz. Gelin siz de bu kalabalığa karışın, yok gelmek istemiyorsunuz, o zaman da yerinizde oturun ve sizin yapamadığınızı yapan insanlara saygı duyun, ya da en azından herkes aynaya br daha iyice baksın ve sorsun….

Biz ne yapıyoruz? Aslında hiç gereği yokken yazma ihtiyacı hissettiğim bu yazının içeriği tamamen benim hislerimdir, kimsenin böyle düşündüğünü göstermez. Dostluktan ve arkadaşlıktan yana yaklaşan, eleştiren hatta bağırıp çağıracak herkese saygım vardır, zaten akıllı insanlar da böyle yapar. Ama hayatı taklit, bilgisi kopyala yapıştır, davranışları suni, sözleri gözüyle bir olmayan tek derdi “BENLİK” tek sebebi “BENCİLLİK” olanların, hele hele ortaya bir şey koymamış çevrelerden web siteme bile gelip bana iletişim bölümden hakaret etmesine ben sadece gülerim. Boş insanlardan boş şeyler çıkar tıpkı teneke gibi. Biz Joomla Türkiye adına, bu sistemin sevilmesi adına, bu sisteme uzaktan bakan değil bizzat üretici olmaları adına hizmet veriyoruz, bundan da zevk alıyoruz. Bu zevkten kendini mahrum bırakan bıraksın, ama bu felsefeyi aslanlar gibi özümsemiş ve bu yolda daha iyisi için uğraşanlara sizler sadece bakarsınız onlar ise çalışırlar. Joomla kadıköy buluşmasına ait bir kaç resimi sizlerle paylaşmak isterim


istanbul-tryk0291 istanbul-tryk027 istanbul-tryk066

istanbul-tryk121 istanbul-tryk145 istanbul-tryk152 istanbul-tryk063

_mg_1636

Add a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir